İmralı Kandil'e rest çekti

0

İmralı Kandil'e rest çekti

İmralı’nın çağrısının aslında 4
Şubat’ta geleceğini söyleyen Hüseyin Yayman, ancak Kandil’in olumlu
yanıt vermemesi üzerine açıklamanın geciktiğini belirtti. Yayman
köşesinde, Kandil’deki kadronun direnerek çekilme taktiğine karşı,
İmralı’nın devreye girerek Kandil’e rest çekmesinin, örgütün
direncini kırdığını yazdı.

İşte Yayman’ın o “Kandil 25 gün direndi” başlıklı o yazısı:

Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor. Başbakan Yardımcısı Yalçın
Akdoğan ve Sırrı Süreyya Önder’in açıklamaları tarihsel öneme
sahip. Türkiye siyasetinde ve Ortadoğu’da yeni bir sayfa açılıyor.
Süreç bu noktaya kolay gelmedi. Ancak bugün zorlukları konuşma
zamanı değil. Tüm yazılanlar arşivlerde duruyor.

Dünkü çağrı aslında HDP heyetinin 4 Şubat görüşmesinde İmralı’dan
alındı. Öcalan, PKK’nın kongre toplayıp ‘Türkiye’de silahlı çağrıyı
bırakmasını’ istiyordu. Ancak Kandil bu çağrıya olumlu yanıt
vermedi. Geride kalan 25 günün hikayesi yazıldığında nasıl bir
aksiyon yaşandığını okuyacaksınız. Nefes kesen görüşmeler sonunda
peş peşe dünkü açıklamalar geldi.

Yalçın Akdoğan’ın perde arkasında yaptıkları olmasa sürecin bu
noktaya gelmesi zor olacaktı. Hakan Fidan’ın tarihsel hakkını
teslim etmek gerekiyor. Ayrıca Muhammed Dervişoğlu’nun son dönemde
sessiz ve derinden yürüttüğü trafiğin altını çizmek lazım. Başbakan
Davutoğlu’nun cesur ve kararlı tutumu olmasa süreç bu tarihi
noktaya gelemeyecekti.

2005’ten 2015’e ilerleyen süreç

Tayyip Erdoğan’ın 2005 Diyarbakır konuşmasıyla başlayan süreç on
yıl sonra finale geldi. Geçen on yıl içinde büyük badireler
atlatıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın risk alarak ileri hamleler
yapması ve en son Başbakan Davutoğlu hükümetinin programına girmesi
tarihi adımlar oldu. Bugün artık yeni bir tarih başlıyor. Eski
Türkiye’nin ve eski rejimin prangalarından biri olan sorunun çözümü
konusunda kritik günler yaşanıyor.

Sorunlarının anası olan Kürt meselesinin çözümünde yol
ayrımındayız.

Bu yazı yazılırken Kandil’den henüz bir açıklama gelmemişti. Ancak
görünen o ki arka kapı diplomasisi sonucu Kandil, İmralı’nın
çağrısına uyacak. Kandil geçmişte olduğu gibi farklı açıklamalar
yapsa da İmralı’nın dediği olacaktır.

Emre Taner döneminde başlatılan, Hakan Fidan’la ileri bir noktaya
taşınan süreç artık kalıcı barışa daha yakın. Şubat ayının başında
İmralı’dan yapılan çağrıya PKK’nın kerhen destek verdiği görülüyor.
PKK’nın silahlı mücadeleyi bırakmak istemediği herkesin bildiği bir
sır. Ancak Kandil’in direnerek çekilme taktiğine karşı Öcalan’ın
devreye girerek rest çekmesi örgütteki direnci kırdı.

HDP’nin bilinen İmralı trafiğinin yanında hükümetle – HDP arasında
yoğun görüşmeler oldu. Devlet heyeti son günlerde neredeyse her gün
İmralı’ya gitti. Son süreçte devlet heyeti, Öcalan ve HDP bir safta
yer alırken PKK farklı bir yerde konumlandı. PKK, bundan sonra da
defans yapmaya devam edecektir. Ancak burada önemli olan
eylemsizliğin devam etmesi ve çözüm masasının devrilmemesidir.

Bundan sonra ne olacak?

1. Geçmişte olduğu gibi çözüme yaklaşıldığında zaman ayarlı
provokasyonlar yaşanabilir.

2. PKK, kongre toplayıp Türkiye’deki silahlı mücadeleyi
sonlandırdığını ilan edecek.

3. Yeni anayasa, seçim barajı, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi
konusunda açılımlar yapılacak

4. Merdiven teorisine uygun olarak hükümet ve HDP karşılıklı
adımlar atacak.

5. Seçim öncesi AK Parti ve HDP’de yeni bir sinerji oluşacak ve bu
seçim sürecine yansıyacak

6. Şiddetin son bulması beklenin ötesinde öngörülmeyen tarihsel
sonuçlar doğuracak.

7. Dünkü açıklamayla Yeni Türkiye’nin kapısı aralandı. Eski Türkiye
zihniyeti geride kalacak.

8. Kürt meselesinin çözülmesi sadece Türkiye’yi değil,
Ortadoğu’daki politik dengeleri değiştirecektir.

Bir yanıt yazın