Üniversite Öğrencileri Barınma Krizinde: Kiralık Evler Cep Yakıyor, Yurtlar Yetersiz Kalıyor
Yeni eğitim-öğretim yılına kısa bir süre kala, üniversite öğrencileri Türkiye genelinde ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıya. Özellikle büyükşehirlerde okuyan öğrenciler, yüksek kiralar, yetersiz yurt kontenjanları ve kayıt dönemi fırsatçılığı nedeniyle kalacak yer bulmakta zorlanıyor. Bu durum, hem aileleri ekonomik olarak zorluyor hem de öğrencilerin eğitim hayatını doğrudan etkiliyor.
İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir ve Antalya gibi üniversite yoğunluğu yüksek şehirlerde kiralık daire fiyatları geçen yıla göre ortalama %50-70 oranında arttı. 1+1 veya 2+1 gibi küçük dairelerin kira bedelleri 15-20 bin TL’yi bulurken, eşyalı daireler bu rakamların da üzerine çıkabiliyor. Öğrenciler artık tek başına değil, 3-4 kişiyle birlikte ev tutmak zorunda kalıyor. İstanbul’da üniversite kazanan Ezgi Karaca, yaşadığı zorluğu şöyle anlatıyor: “KYK yurt başvurum çıkmadı. Apartlar ya çok pahalı ya da çok kalitesiz. Kiralık ev için emlakçıdan randevu almam bile mümkün olmadı; daha ilanı görmeden tutuluyor. Ailem Ankara’da, ben İstanbul’da yapayalnız kaldım.” Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurt kapasitesinde son yıllarda artış olsa da, bu artış öğrenci sayısındaki artışı karşılamıyor. Özellikle vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenciler için devlet yurdu seçenekleri oldukça sınırlı. Özel yurt fiyatları ise aylık 10.000 TL’ye kadar çıkıyor ve çoğu zaman depozito, yemek ücreti gibi ek kalemlerle daha da artıyor. Öte yandan, bazı ev sahiplerinin öğrenci kiracı istememesi de sorunu büyütüyor. Gürültü, eşyaya zarar, ödeme düzensizliği gibi önyargılar nedeniyle öğrenciler birçok ev ilanında “öğrenciye verilmez” ifadesiyle karşılaşıyor. Bu da barınma krizini sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir soruna dönüştürüyor.
Uzmanlar, öğrencilerin eğitim dönemine evsiz girmemesi için kısa vadede geçici çözümler üretilmesi gerektiğini söylüyor. Eğitim-Sen Yükseköğretim Uzmanı Ahmet Yalçın, “Kamu yurtları yaygınlaştırılmalı, üniversiteler kendi bünyesinde barınma imkanlarını geliştirmeli ve öğrencilere kira desteği verilmelidir. Bu bir sosyal devlet sorumluluğudur” diyor. Bazı belediyeler geçici konukevleri, kira destekleri ve gençlik evleri gibi uygulamaları hayata geçirmeye başladı. Ancak bu tür çözümler henüz ülke genelinde yaygın değil ve çoğu zaman talebi karşılamaktan uzak kalıyor. Veliler ise çocuklarını şehir dışında okutmanın maliyetinden endişeli. Birçok aile, kira, ulaşım ve temel yaşam giderleri dahil edildiğinde aylık 20-25 bin TL’lik bir bütçeyi zorlayarak oluşturmak zorunda kalıyor. Bu da üniversite eğitiminin giderek ayrıcalıklı bir hakka dönüştüğü yönündeki eleştirileri beraberinde getiriyor. Üniversite öğrencilerinin barınma krizi her yıl daha derinleşiyor. Eğitim hakkının barınma hakkından ayrılamayacağı gerçeği, yeni dönemde hem yerel yönetimlerin hem de merkezi hükümetin öncelikli gündemlerinden biri olmak zorunda.