Özgürlük terör estirmek değil

0

Özgürlük terör estirmek değil

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, karikatürleri nedeniyle baskın
yaşayan Charlie Hebdo dergisine ve Türkiye’de dergiden bir seçki
yayımlayan Cumhuriyet gazetesine sert çıkarak, “Provokatif
yayınlarıyla nam salmış bir dergiye ki bu dergiyi Papa da
lanetliyor, çünkü bunun provokatif eylemlerini biliyor. Müslümanlar
hakkında da Hristiyanlar hakkında da herkes hakkında da bu tür
maalesef, özgürlük denmez buna, buna başkasının özgürlük alanının
sınırları içine girerek orada terör estirmek denir. Bunu da
bilmemiz lazım. Sınırsız özgürlük yoktur, düşünce özgürlüğünün de
bir sınırı vardır. Nereye kadar? Benim özgürlük alanıma kadar.
Bunların yaptığı nefret oluşturmaktır, ırkçılıktır. Biz buna da
asla yer vermiyoruz” dedi. Cumhuriyet’e de tepki gösteren Erdoğan,
“Sen hangi ülkedesin ya? Yeri geldiği zaman, ‘Bu ülkenin yüzde 99’u
Müslüman’ diyorsun. Sadece Müslümanların değil, kimsenin kutsalına
bu şekilde hakaret edemezsin, saygısızlık edemezsin. Yapılan hukuka
aykırı, tahrike kapı açıyor” dedi.

Erdoğan, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Genel Başkanı Erkan
Güral ve konfederasyon üyelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki
kabulünde şu mesajları verdi:

* SARAY KÜLLİYE OLACAK: Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı
Sarayı şu anda saray ama kısa bir süre sonra burası
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olacak. Niye külliye olacak? Çünkü hemen
yanımızda bir kongre merkezi şu anda inşa ediliyor. Kongre
merkezinin hemen arka tarafında, bölgede şöyle bir büyük cuma
camisi yok, orada bir cami inşa ediyoruz. Muhtarlarımızın buraya
rahatlıkla gelip gidebileceği bir yeri burada hazırlayalım
istiyoruz. Şu an Türkiye’de bizim en büyük kütüphanemiz yaklaşık 2
milyon cilt kitaba sahip olan bir kütüphanedir. Dünya çok farklı
yerde. Asgari 4 milyon cilt Kitap alabilecek şekilde hem dijital
ortamda hem de yaprak kitapla inşallah diyoruz ki orada bir
Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi kuralım. Bu kütüphaneyi, 24 saat
öğrenciye ve halka açık bir kütüphane haline getireceğiz. Öyle
zannediyorum ki proje dahil 2 yılda bunları bitireceğiz bütün
peyzajıyla her şeyiyle bitirip ondan sonra dev bir açılışla burası
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olacak. Saray kavramından rahatsız
olanlar, temenni ederim ki külliyeden rahatsız olmazlar.

* 5-6 MİLYAR YANITI: Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı,
Türkiye’nin ekonomide geldiği yeri göstermeye tek başına
yeterlidir. Öyle anlattıkları gibi falan da değil. Hani
söylüyorlar, bir tanesi ana muhalefetten ‘5-6 milyar dolara mal
oldu’ diyor. Parayı harcayan, takip eden biziz. Nereden
çıkarıyorlar böyle rakamları anlamak mümkün değil. Herhalde
İngiltere’de Westminster Sarayı’nın şu anda restorasyonu yapılacak,
o restorasyonla ilgili rakamlar açıklandı. 5 milyar dolara
restorasyonu mal olacakmış. Belki oraya bir takıntı yapmış
olabilir, bundan dolayı burayla ilgili de böyle bir rakam açıklamış
olabilir ama bunu bilmesi lazım.

* ANITKABİR, MECLİS BÜTÇEYİ SARSMIŞTI: Meclis ve Anıtkabir
projeleri inşa edildikleri dönemde ülkenin bütçesini sarstı. Diğer
yatırımları ciddi manada etkiledi. bugün Türkiye bunun gibi
onlarca, yüzlerce projeyi aynı anda bitirip, inşa edip, halkın
hizmetine sunabilecek güce sahip. Putin buradan çıkarken bir şey
söyledi, ‘Bu eser büyük devlet olmanın alametidir’ dedi.

* BÜYÜK DÜŞÜNMEK CÜCELERİN İŞİ DEĞİL: Büyük düşünmek cücelerin işi
değildir. Tabii bu cücelere hakaret olmasın. Onlar canım,
ciğerimdir. Ama maalesef bunların durumu bu. Ekonomik yıkıma
uğramamızı, tökezlememizi, yere kapaklanmamızı bekleyenlere, bunun
için uğraşanlara inat başımız dik şekilde kararlılıkla yolumuza
devam edeceğiz.

* BATI İMTİHANDA: Bir mizah dergisine yapılan saldırının arkasına
sığınılarak, tüm Müslümanlara, İslam’ın kendisine, Peygamberimize
yöneltilen nefret dalgasını endişeyle takip ediyoruz. Bizim aksi
yöndeki tüm gayretlerimize, girişimlerimize rağmen ‘medeniyetler
çatışması’ tezi adeta ete kemiğe büründürülmeye çalışılıyor.

* İsrail’İN AVUKATLIĞINA SOYUNUYORLAR: Eğer İsrail yönetimi
Gazze’de, Filistin’de 2 bin 600-2 bin 700 insanı çoluk çocuk
demeden öldürüyorsa, ben onu lanetlerim, onu telin ederim. Bazı
ülkelerin İsrail yönetiminin avukatlığına soyunması manidar. Ben
‘Netanyahu buraya hangi yüzle geldi?’ dedim. ‘Bu ikiyüzlülüktür’
dedim. Peki Fransa’ya gelen bu insanlar, bu liderler neredesiniz?
Niye sesiniz çıkmıyor. Aynı şekilde 350 bin insanın öldüğü
Suriye’de nerede insanlık?

* PASAPORT KONTROLÜNÜ İYİ YAP, ÇIKMASIN: Bunlar maalesef dürüst
davranmıyorlar, samimi davranmıyorlar. Avrupa’nın birçok ülkesinde
teröristler şu anda oralarda kalıyor. Türkiye üzerinden gelip
geçenlerden bahsediyorsun. Sen kendi ülkenden çıkarken önce bir
defa, kendi pasaport kontrolünü iyi yap da çıkmasın kendi ülkenden.
Kaçırdın, bize bildir. Ondan sonra biz bildirilenin peşine
düşmüyorsak, konuş.

* PARELEL YAPIYA SERT ÇIKTI: 17-25 Aralık, demokrasiye ve sivil
siyasete darbe girişiminden beri paralel yapının ülke içinde ve
dışında bu konuda başı çektiğini biliyoruz. Bunlarda takiyye,
gizlenme çok başarılıdır, ileri derecededir, kendilerini çok iyi
gizlerler, saklarlar. Yeri geldiği zaman da hangi grubun veya
kurumun içerisine gireceklerse o kurumun değer verdiği neler varsa,
bu kendilerine ters de düşse bunu yaparlar. Çünkü bunların ana
ilkesi şudur, amaçları uğrunda her şey meşrudur.
Tam aksine medya özgürlüğü bunlarda yok. Bunlar birçok yazarı,
çizeri hepsini eğer onlarla örtüşmüyorsa zaten defetmişlerdir.

Sen hangİ ülkedesİn ya?

* CHARLIE HEBDO’YA TEPKİ: Kimsenin de bizim dinimizi istismar etmek
suretiyle yaptıkları terör eylemlerini kalkıp Müslümanlara fatura
etmeye hakkı yok. Bunu da çok iyi bilmeleri gerekir. Provokatif
yayınlarıyla nam salmış bir dergiye ki bu dergiyi Papa da
lanetliyor, çünkü bunun provokatif eylemlerini biliyor. Müslümanlar
hakkında da Hıristiyanlar hakkında da herkes hakkında da bu tür
maalesef, özgürlük denmez buna, buna başkasının özgürlük alanının
sınırları içine girerek orada terör estirmek denir. Sınırsız
özgürlük yoktur, düşünce özgürlüğünün de bir sınırı vardır. Nereye
kadar? Benim özgürlük alanıma kadar.

* PİŞKİN BUNLAR: ‘Efendim onlar ateist’. Ateist de olabilir. Eğer
ateistse yine benim kutsalıma, benim kutsal değerlerime saygı
duyacak. Eğer duymuyorsa bu toplumu tahrik anlamına gelir ki bunun
da yasalarda yeri vardır çünkü tahrik de bir suçtur. Bunların
yaptığı nefret oluşturmaktır, ırkçılıktır. Biz buna da asla yer
vermiyoruz. Dergiye yapılan saldırı için ortaya konan tavır,
binlerce masum çocuğun, yüz binlerce masum insanın acımasızca katli
karşısında maalesef gösterilmedi, göstermediler.

* TAHRİKİ DAVET EDİYORSUN: Türkiye’de de bazı yayın organları
oradan alıntı yaparak Hazreti Muhammed’e hakareti kendi köşelerine,
kendi başlıklarına çekti. Sen hangi ülkedesin ya? Yeri geldiği
zaman, ‘Bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman’ diyorsun. Sadece
Müslümanların değil, kimsenin kutsalına bu şekilde hakaret
edemezsin, saygısızlık edemezsin. Neymiş emniyet görevlileri gelmiş
arama tarama yapmışlar. Böyle yaptığın sürece sen tahriki davet
ediyorsun. Bunun kapısını sen açıyorsun. Yapılan hukuka aykırı,
tahrike kapı açıyor.

* DÜŞÜNCE HÜRRİYETİ DEĞİL: Müslümanların, Peygamberleri konusundaki
hassasiyeti hiçbir izaha gerek olmayacak şekilde açıkça ortadayken
ısrarla bunun üzerine gidilmesi kesinlikle düşünce hürriyetiyle
ilgili değildir. Saldırı sonrasında ortaya konan tutum, yine bir
takım karikatürlerin milyonlarca basılıp dağıtılması da aynı
şekilde düşünce hürriyetiyle ilgili değildir. Tarihten ders
almayanların bu defa da İslam’ı hedefe koymak suretiyle bir
medeniyetler çatışması, hatta medeniyetler savaşı çıkartmaya
çalıştıklarından ben doğrusu endişe ediyorum. İnsanlığın bu büyük
yanlışa düşmeyeceğine inanıyorum. BM Genel Kurulu’nda ‘Dünya 5’ten
büyüktür’ dedim. Hiçbir ölüm de hiçbir can da 12’den daha değersiz
değildir.

Bir yanıt yazın